Mekan Varyasyonları

Stok Kodu:
9786052602249
Boyut:
135-210-0
Sayfa Sayısı:
312
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2020-03-18
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
11,74
9786052602249
548797
Mekan Varyasyonları
Mekan Varyasyonları
11.74
Küresel kapitalizmin gelişiminin gezegen ölçeğinde (planetary) oldukça kapsamlı toplumsal, politik ve kültürel etkiler yaratması, büyük dünya savaşları ve dünya-tarihsel olayların vuku bulması ve özellikle 1970 ve sonrasını kapsayan ve periyodik olarak yaşanan ekonomik krizler, toplumsal mekân meselesini çok boyutlu bir teori ve tartışma platformuna taşıyarak, öncelikli bir konuma yerleştirme gereksinimi doğurmuştur. Mekânın coğrafi ve fiziksel varlığının ehemmiyeti her ne kadar bu tarihten birkaç yüzyıl geriye, kolonileştirme ve emperyalist tutumlara kadar geri götürülebilirse de, 1970 ve sonrasında yaşanan hızlı ve sistematik toplumsal değişimler, mekânsal dönüşü zorunlu kılmış ve mekân, coğrafyadan mimari ve şehir planlamaya, felsefe ve toplum bilimlerinden sanata ve edebiyata kadar genişletilebilir olan teorik tartışmaların odağına taşınmıştır. Mekânın teorileştirilme girişimindeki çeşitlenmelerin temel sebebi ideolojik, kültürel, ekonomik ve politik farklılıklardır. Bu farklılıklara istinaden homojen ve durağan, hiyerarşik ve parçalanmış mekân algılarından söz etmek mümkündür. Ancak her iki algı kutbu için de değişmez bir gerçek vardır: Mekân üretilen, tahakküm altına alınan ya da tahayyül edilen bir şeydir. Mekâna yönelik bu farklı algı biçimleri, onu kendi dünyasından, çağından, var olduğu toplumsallıktan ve ona özgü dinamiklerden ayrı düşünemeyeceğimizin bir tanıtıdır. Mekânı mutlak ve nihai bir yapı olarak düşünme eğilimleri de benzer türden bir yanılgıya düşmektedir. Modern devletin ve onun rasyonel örgütlenişinin, kültür fetişizminin, Avrupa-merkezci tutumun, toplumsal göstergelerin güdümü ve öncelenmesinde mekânı ya ihmal eder, ya tamamen yok sayar ya da onu soyut bir kavram ya da kategoriye yahut da mutlak bir yapıya dönüştürerek derin bir yabancılaşmaya teslim olur. Mekânın tarihsel ve toplumsal oluşumlarla ilişkisinin anlaşılma gereksinimi kapitalizmin gelişimi ve akabinde gerçekleşen olaylarla yoğunlaşmakla birlikte felsefe ve sosyal bilimlerin konuyla ilişkilenmesi üç temel yaklaşım altında toplanabilir. Bu yaklaşımlar, Marksist ve toplumsal, fenomenolojik ve varoluşsal ve son olarak da postmodern teorileri doğurur. Söz konusu çeşitlenmeyi ve çok boyutluluğu esas alan bu kitapta, özellikle ilk iki yaklaşıma odaklanılmış ve her bir yaklaşım için çeşitli düşünürlerin teorilerine yer verilmiştir.
Küresel kapitalizmin gelişiminin gezegen ölçeğinde (planetary) oldukça kapsamlı toplumsal, politik ve kültürel etkiler yaratması, büyük dünya savaşları ve dünya-tarihsel olayların vuku bulması ve özellikle 1970 ve sonrasını kapsayan ve periyodik olarak yaşanan ekonomik krizler, toplumsal mekân meselesini çok boyutlu bir teori ve tartışma platformuna taşıyarak, öncelikli bir konuma yerleştirme gereksinimi doğurmuştur. Mekânın coğrafi ve fiziksel varlığının ehemmiyeti her ne kadar bu tarihten birkaç yüzyıl geriye, kolonileştirme ve emperyalist tutumlara kadar geri götürülebilirse de, 1970 ve sonrasında yaşanan hızlı ve sistematik toplumsal değişimler, mekânsal dönüşü zorunlu kılmış ve mekân, coğrafyadan mimari ve şehir planlamaya, felsefe ve toplum bilimlerinden sanata ve edebiyata kadar genişletilebilir olan teorik tartışmaların odağına taşınmıştır. Mekânın teorileştirilme girişimindeki çeşitlenmelerin temel sebebi ideolojik, kültürel, ekonomik ve politik farklılıklardır. Bu farklılıklara istinaden homojen ve durağan, hiyerarşik ve parçalanmış mekân algılarından söz etmek mümkündür. Ancak her iki algı kutbu için de değişmez bir gerçek vardır: Mekân üretilen, tahakküm altına alınan ya da tahayyül edilen bir şeydir. Mekâna yönelik bu farklı algı biçimleri, onu kendi dünyasından, çağından, var olduğu toplumsallıktan ve ona özgü dinamiklerden ayrı düşünemeyeceğimizin bir tanıtıdır. Mekânı mutlak ve nihai bir yapı olarak düşünme eğilimleri de benzer türden bir yanılgıya düşmektedir. Modern devletin ve onun rasyonel örgütlenişinin, kültür fetişizminin, Avrupa-merkezci tutumun, toplumsal göstergelerin güdümü ve öncelenmesinde mekânı ya ihmal eder, ya tamamen yok sayar ya da onu soyut bir kavram ya da kategoriye yahut da mutlak bir yapıya dönüştürerek derin bir yabancılaşmaya teslim olur. Mekânın tarihsel ve toplumsal oluşumlarla ilişkisinin anlaşılma gereksinimi kapitalizmin gelişimi ve akabinde gerçekleşen olaylarla yoğunlaşmakla birlikte felsefe ve sosyal bilimlerin konuyla ilişkilenmesi üç temel yaklaşım altında toplanabilir. Bu yaklaşımlar, Marksist ve toplumsal, fenomenolojik ve varoluşsal ve son olarak da postmodern teorileri doğurur. Söz konusu çeşitlenmeyi ve çok boyutluluğu esas alan bu kitapta, özellikle ilk iki yaklaşıma odaklanılmış ve her bir yaklaşım için çeşitli düşünürlerin teorilerine yer verilmiştir.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat