Aşkın Elçisi

Stok Kodu:
9786054683604
Boyut:
135-195-0
Sayfa Sayısı:
400
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2012-11-08
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
14,19
9786054683604
406746
Aşkın Elçisi
Aşkın Elçisi
14.19
ÇOK SATAN BOZKIRIN SIRRI-TÜRK PEYGAMBER ve AŞKIN ŞEHİDİ ROMANLARININ YAZARINDAN!.. İrfâni bir anlatımla yine tarih, insan ve edebiyat içe içe... Kerbelâ Serisinin ilk romanı AŞKIN ŞEHIDİ'nde yüz binlerce okur Hz.Hüseyin ile buluşmuştu. AŞKIN ELÇISI'ndeyse Seyyide Zeyneb ve şehitlerin ardınca kalan diğer aşka şahit canların çağrısı var. "Bu roman her biri Hz.Fatıma Yürekli Peygamber Ciğerparelerine ve onların kanla, gözyaşlarıyla yazdıkları Kerbelâ Destanına bir selâmdır. Gök kubbede baki kalacak olan elbette onların sedasıdır." Ahmet Turgut "Ey güzel!.. En Güzelden neşet bulan güzel! Gel! Gel ki; Yakub'un gözyaşı dinsin! Ey güzelliğine bin Yusuf'un kurban olduğu Habib'in Canı! Gel!.. Gel ki; Yusuf nasıl sevilirmiş, öğrensin Züleyha!.." "Gel!.." muştuşu erişmişti cana. Gayrı sevenin 'Ben'i de, sevdiğinin 'Sen'i de yok hükmündeydi. Ben ve Sen ile beliren ikilik aradan çekildikçe "Hû" kelâmı kâinata ritim vermekteydi. Vuslat gecesinde aslına râci olana da "O" diyorlardı ya; selâma durmuştu yıldızlar, ay ve güneş... "O geliyor, O!.. Ceddinin Reyhanı, Zehra Gülü, Toprağı Haydar'dan olan geliyor. Açılsın yedi kat semâ!.. Müctebanın İncisi, Hüseyin'in Mercanı Rabbine Kurban, ahdine sadık âşık geliyor!.."
ÇOK SATAN BOZKIRIN SIRRI-TÜRK PEYGAMBER ve AŞKIN ŞEHİDİ ROMANLARININ YAZARINDAN!.. İrfâni bir anlatımla yine tarih, insan ve edebiyat içe içe... Kerbelâ Serisinin ilk romanı AŞKIN ŞEHIDİ'nde yüz binlerce okur Hz.Hüseyin ile buluşmuştu. AŞKIN ELÇISI'ndeyse Seyyide Zeyneb ve şehitlerin ardınca kalan diğer aşka şahit canların çağrısı var. "Bu roman her biri Hz.Fatıma Yürekli Peygamber Ciğerparelerine ve onların kanla, gözyaşlarıyla yazdıkları Kerbelâ Destanına bir selâmdır. Gök kubbede baki kalacak olan elbette onların sedasıdır." Ahmet Turgut "Ey güzel!.. En Güzelden neşet bulan güzel! Gel! Gel ki; Yakub'un gözyaşı dinsin! Ey güzelliğine bin Yusuf'un kurban olduğu Habib'in Canı! Gel!.. Gel ki; Yusuf nasıl sevilirmiş, öğrensin Züleyha!.." "Gel!.." muştuşu erişmişti cana. Gayrı sevenin 'Ben'i de, sevdiğinin 'Sen'i de yok hükmündeydi. Ben ve Sen ile beliren ikilik aradan çekildikçe "Hû" kelâmı kâinata ritim vermekteydi. Vuslat gecesinde aslına râci olana da "O" diyorlardı ya; selâma durmuştu yıldızlar, ay ve güneş... "O geliyor, O!.. Ceddinin Reyhanı, Zehra Gülü, Toprağı Haydar'dan olan geliyor. Açılsın yedi kat semâ!.. Müctebanın İncisi, Hüseyin'in Mercanı Rabbine Kurban, ahdine sadık âşık geliyor!.."
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat