Osmanlılarda Hilafet (1517-1924) “Tarihi, İntikali, Tesirleri ve İlgası

Stok Kodu:
9786254178399
Boyut:
135-215-
Sayfa Sayısı:
322
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2022-07-01
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
Kategori:
12,59
9786254178399
732012
Osmanlılarda Hilafet (1517-1924) “Tarihi, İntikali, Tesirleri ve İlgası
Osmanlılarda Hilafet (1517-1924) “Tarihi, İntikali, Tesirleri ve İlgası
12.59
İslamın siyaset nazariyesine göre her şeyin üzerinde hükümran olan Allah'tır. Allah, hükümranlığını siyasi hususlarda doğrudan doğruya icra etmez. Bu işe insanları tevkil eder. Bu, onun büyüklüğü ile ilgilidir. Kâinattaki her şey onun karşısında son derece acz içindedir. Kur'an'da onun hükümranlığı hakkında pek çok hüküm vardır. Peygamber, Allah'ın elçisidir. Emirler de Kur'an ve Peygamber'in sünnetine dayalı olarak yeryüzünde doğruları anlatmak ve adalet dağıtmakla yükümlüdürler. Bunları yaptığı müddetçe kendisine itaat edilir. Zira sulh ve itaat Kur'an'ın özüyle mutabık hâldedir. “İslam ve iman”; birincisi sulhun, diğeri de itaatin hükümran oluşunu ifade eder. Merkezî bir otoriteye itaat olmadan devlet olmaz. Devletin varlığı da Allah'ın hükümlerini yeryüzüne yaymak içindir. Siyasi birlik ve beraberliği öğütleyen İslam, fitneye “katilden daha kötü” nazarla bakmıştır. Buna göre kanunun üstünlüğü, adaletin sağlanması, İslam idaresinin en mühim esasları arasında yer alır. Hilafetin temeli olan İslamın siyaset anlayışına göre nizam için kanuna dayalı, adil, istişari sisteme bağlı, sosyal, harp hukukuna ve eşitliğe riayet eden, şartlara göre müsamahalı bir siyasi teşekkül teşvik ve tavsiye edilmiştir.
İslamın siyaset nazariyesine göre her şeyin üzerinde hükümran olan Allah'tır. Allah, hükümranlığını siyasi hususlarda doğrudan doğruya icra etmez. Bu işe insanları tevkil eder. Bu, onun büyüklüğü ile ilgilidir. Kâinattaki her şey onun karşısında son derece acz içindedir. Kur'an'da onun hükümranlığı hakkında pek çok hüküm vardır. Peygamber, Allah'ın elçisidir. Emirler de Kur'an ve Peygamber'in sünnetine dayalı olarak yeryüzünde doğruları anlatmak ve adalet dağıtmakla yükümlüdürler. Bunları yaptığı müddetçe kendisine itaat edilir. Zira sulh ve itaat Kur'an'ın özüyle mutabık hâldedir. “İslam ve iman”; birincisi sulhun, diğeri de itaatin hükümran oluşunu ifade eder. Merkezî bir otoriteye itaat olmadan devlet olmaz. Devletin varlığı da Allah'ın hükümlerini yeryüzüne yaymak içindir. Siyasi birlik ve beraberliği öğütleyen İslam, fitneye “katilden daha kötü” nazarla bakmıştır. Buna göre kanunun üstünlüğü, adaletin sağlanması, İslam idaresinin en mühim esasları arasında yer alır. Hilafetin temeli olan İslamın siyaset anlayışına göre nizam için kanuna dayalı, adil, istişari sisteme bağlı, sosyal, harp hukukuna ve eşitliğe riayet eden, şartlara göre müsamahalı bir siyasi teşekkül teşvik ve tavsiye edilmiştir.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat