Milliyetçiliğin Provokasyonu / Yugoslavya

Stok Kodu:
9789750524738
Boyut:
130-195-0
Sayfa Sayısı:
256
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
2
Basım Tarihi:
2018-10-07
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
11,72
9789750524738
507782
Milliyetçiliğin Provokasyonu / Yugoslavya
Milliyetçiliğin Provokasyonu / Yugoslavya
11.72
Yugoslavya sosyalizmi, İkinci Dünya Savaşı sonrasının dünyasında, aynı toplumsal ve siyasî sistematiğin kutuplaşmış uçlarına dönüşmeye yönelen kapitalizm-reel sosyalizm geriliminde "üçüncü yol" arayışına girenler için bir umut ışığı, önemli bir tecrübe gibiydi. Yugoslavya'nın federal yapısı, "millî mesele"yi, üniter millî devlet sisteminden de Sovyetik merkeziyetçi çokuluslu "imparatorluk" sisteminden de farklı, milliyetçilik dışı bir "üçüncü yol"dan çözmüş görünüyordu. 1990'lara girerken, Yugoslavya'nın sunduğu "üçüncü yol" işaretlerinin "gibi"si bile kalmadı. Ülke, kapitalizmle reel sosyalizmin kaotik bir bileşimi altında eziliyor; milliyetçiliğin en şoven, en fanatik biçimleri altında ölümüne düşmanlığı, vahşeti, kitlesel göçü yaşıyor. "Gibi"si bile olsa "üçüncü yol" umutlarını üreten de Yugoslavya toprağı, Yugoslavya halklarıydı; bu umutları yitirip bütün "yol"ları sonlandıran, tüketen de o... Ama bu ülkenin siyasî altüst oluşlarla, insanî-toplumsal çilelerle dolu yakın tarihinde, hep milliyetçiliğin provokasyonu var - Yugoslavya'nın kaderinde, bu provokasyonu bekleyen, inadına bereketli kaynakları kurutamamanın acısı var. Yugoslavya'nın bugünü de içeren tarihî hikâyesi, sadece coğrafî bakımdan değil, toplumsal-siyasî meseleler ve en temel insanî duyarlılıklar bakımından Türkiye'nin çok yakınında. Yugoslavya'yı "laboratuvar" gözüyle değil yakınlık duygusuyla izlemek, dünyanın gidişatını anlamak ve o gidişatta bir yer, bir taraf tutabilmek açısından önemli.
Yugoslavya sosyalizmi, İkinci Dünya Savaşı sonrasının dünyasında, aynı toplumsal ve siyasî sistematiğin kutuplaşmış uçlarına dönüşmeye yönelen kapitalizm-reel sosyalizm geriliminde "üçüncü yol" arayışına girenler için bir umut ışığı, önemli bir tecrübe gibiydi. Yugoslavya'nın federal yapısı, "millî mesele"yi, üniter millî devlet sisteminden de Sovyetik merkeziyetçi çokuluslu "imparatorluk" sisteminden de farklı, milliyetçilik dışı bir "üçüncü yol"dan çözmüş görünüyordu. 1990'lara girerken, Yugoslavya'nın sunduğu "üçüncü yol" işaretlerinin "gibi"si bile kalmadı. Ülke, kapitalizmle reel sosyalizmin kaotik bir bileşimi altında eziliyor; milliyetçiliğin en şoven, en fanatik biçimleri altında ölümüne düşmanlığı, vahşeti, kitlesel göçü yaşıyor. "Gibi"si bile olsa "üçüncü yol" umutlarını üreten de Yugoslavya toprağı, Yugoslavya halklarıydı; bu umutları yitirip bütün "yol"ları sonlandıran, tüketen de o... Ama bu ülkenin siyasî altüst oluşlarla, insanî-toplumsal çilelerle dolu yakın tarihinde, hep milliyetçiliğin provokasyonu var - Yugoslavya'nın kaderinde, bu provokasyonu bekleyen, inadına bereketli kaynakları kurutamamanın acısı var. Yugoslavya'nın bugünü de içeren tarihî hikâyesi, sadece coğrafî bakımdan değil, toplumsal-siyasî meseleler ve en temel insanî duyarlılıklar bakımından Türkiye'nin çok yakınında. Yugoslavya'yı "laboratuvar" gözüyle değil yakınlık duygusuyla izlemek, dünyanın gidişatını anlamak ve o gidişatta bir yer, bir taraf tutabilmek açısından önemli.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat