Medya ve Demokrasi

Stok Kodu:
9789755390307
Boyut:
136-195-0
Sayfa Sayısı:
182
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
5
Basım Tarihi:
2015-12-01
Çeviren:
Haluk Şahin
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
10,32
9789755390307
413002
Medya ve Demokrasi
Medya ve Demokrasi
10.32
Medya ve Demokrasi yirmi yılı aşkın bir süredir de baş döndürücü bir hızla gelişen medyanın, toplumların kültürel ve siyasal hayatında yol açtığı değişimler üzerine yayımlanmış en kapsamlı çalışma. Sivil toplum ve devlet ilişkileri alanındaki araştırmalarıyla ün kazanmış bir siyaset kuramcısı olan John Keane, akademik çevrelerin ele almaktan titizlikle kaçındığı medya sorunun siyasal analizin korunusu haline getirerek bir yandan siyaset teorisini "medyatik"leştirirken öte yandan da medyayı "politik"leştiriyor. Bu çalışma, medya vedemokrasinin iç içe tarihsel gelişimini ele alarak günümüzde yakıcı önem kazanmış bir dizi soruya yanıt arıyor: Medya holdinglerinin küresel bir iktidar odağı haline geldiği günümüzde "basın özgürlüğü"nün anlamı ne olmalı? Yeni bir yüzyıla girerekne, yurttaşların özgürce veeşit olarak katılacakları bir iletişim düzeni gerçekleşebilir bir ideal mi? Elektronik medya sistemlerinde ve uydu kanallarında sembolleşen yeni iletişim ve basınyayın teknolojileri bizi böyle bir ideale yaklaştırıyor mu, yoksa uzaklaştırıyor mu? Elinizdeki kitap, bu soruları tarihsel - siyasal bir perspektiften ele alıyor. Düzenlemeci devletin yerini pazarın mutlak egemenliğine bırakması anlamına gelen küresel "deregülasyon" eğiliminin kapsamlı bir eleştirisini ortaya koyuyor. Pazar yanlısı liberal söylemin açmazlarına işaret ederken siyasal erk yanlısı devletçi söyemin tuzaklarından da ustalıkla kaçınıyor. Böylelikle Keane, yuttaş hakları ekseninde imgelediği demokrasi ideali ile hem pazar liberalizmi hem de otoriter devletçilik arasına net bir sınır çiziyor. Medya ve demokrasinin iç içeliğini vurgulayan Keane için, medyasız demokrasi kadar demokratik olmayan medya da mümkün değildir. O halde, günümüzün kültürüne hakim olan iktidar yanlılığı, tek-tipik, bayağılık ve sığlığın kökleri, bu iki kavramın kopuş noktalarında aranmak durumundadır. Bu kitabın başlıca önerisi olan kamu yararı iletişim modeli ise görünmez iktidarı açığa vuran, "farklı yaşam biçimlerini, zevkleri ve görüşleri" çoğullukların içinde kucaklayan yeni bir "toplumsal sözleşme" zemini için bir çağrı niteliği taşıyor.
Medya ve Demokrasi yirmi yılı aşkın bir süredir de baş döndürücü bir hızla gelişen medyanın, toplumların kültürel ve siyasal hayatında yol açtığı değişimler üzerine yayımlanmış en kapsamlı çalışma. Sivil toplum ve devlet ilişkileri alanındaki araştırmalarıyla ün kazanmış bir siyaset kuramcısı olan John Keane, akademik çevrelerin ele almaktan titizlikle kaçındığı medya sorunun siyasal analizin korunusu haline getirerek bir yandan siyaset teorisini "medyatik"leştirirken öte yandan da medyayı "politik"leştiriyor. Bu çalışma, medya vedemokrasinin iç içe tarihsel gelişimini ele alarak günümüzde yakıcı önem kazanmış bir dizi soruya yanıt arıyor: Medya holdinglerinin küresel bir iktidar odağı haline geldiği günümüzde "basın özgürlüğü"nün anlamı ne olmalı? Yeni bir yüzyıla girerekne, yurttaşların özgürce veeşit olarak katılacakları bir iletişim düzeni gerçekleşebilir bir ideal mi? Elektronik medya sistemlerinde ve uydu kanallarında sembolleşen yeni iletişim ve basınyayın teknolojileri bizi böyle bir ideale yaklaştırıyor mu, yoksa uzaklaştırıyor mu? Elinizdeki kitap, bu soruları tarihsel - siyasal bir perspektiften ele alıyor. Düzenlemeci devletin yerini pazarın mutlak egemenliğine bırakması anlamına gelen küresel "deregülasyon" eğiliminin kapsamlı bir eleştirisini ortaya koyuyor. Pazar yanlısı liberal söylemin açmazlarına işaret ederken siyasal erk yanlısı devletçi söyemin tuzaklarından da ustalıkla kaçınıyor. Böylelikle Keane, yuttaş hakları ekseninde imgelediği demokrasi ideali ile hem pazar liberalizmi hem de otoriter devletçilik arasına net bir sınır çiziyor. Medya ve demokrasinin iç içeliğini vurgulayan Keane için, medyasız demokrasi kadar demokratik olmayan medya da mümkün değildir. O halde, günümüzün kültürüne hakim olan iktidar yanlılığı, tek-tipik, bayağılık ve sığlığın kökleri, bu iki kavramın kopuş noktalarında aranmak durumundadır. Bu kitabın başlıca önerisi olan kamu yararı iletişim modeli ise görünmez iktidarı açığa vuran, "farklı yaşam biçimlerini, zevkleri ve görüşleri" çoğullukların içinde kucaklayan yeni bir "toplumsal sözleşme" zemini için bir çağrı niteliği taşıyor.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat