Mahrem ve Kamusal Arasında

Stok Kodu:
9786255536747
Boyut:
135-210-
Sayfa Sayısı:
304
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025-12-18
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
Kategori:
13,60
9786255536747
877496
Mahrem ve Kamusal Arasında
Mahrem ve Kamusal Arasında
13.60
Modern toplumlarda “mahrem” ve “kamusal” alanlar, çoğu zaman birbirinden keskin sınırlarla ayrılmış gibi görünür. Oysa kadınların gündelik yaşam pratikleri, bu iki alanın sınırlarının ne kadar geçirgen ve tartışmalı olduğunu açıkça göstermektedir. Bu çalışma başörtülü kadınların gündelik hayatta serbest zaman deneyimlerini tam da bu sınırın üzerinde konumlandırarak, mahremiyet ile kamusallık arasındaki geçişleri anlamaya odaklanıyor. Bu çalışma, Türkiye'de başörtülü kadınların gündelik hayatlarında serbest zamanı ne şekilde değerlendirdiklerini anlamaya yönelik uzun soluklu bir araştırmanın ürünüdür. Serbest zaman genellikle nötr ve evrensel bir kavram olarak ele alınsa da özellikle dini açıdan muhafazakar yaşam biçimine sahip başörtülü kadınların bu alana erişimi çoğu zaman toplumsal normlar, dini referanslar ve cinsiyete yönelik beklentiler etrafında şekillenmektedir. Tam da bu nedenle serbest zaman, yalnızca serbest olmanın ötesinde; aynı zamanda özgürlük, görünürlük, mekânsallık ve aidiyet gibi daha geniş sosyolojik tartışmaların merkezinde yer almaktadır. Bu kitap hem teorik bir çerçeveye dayanmakta hem de sahada yürütülen geniş kapsamlı bir ölçek çalışmasından oluşmaktadır. Çalışma süresince elde edilen veriler, başörtülü kadınların kendi sınırlarını nasıl oluşturduklarını, mahremiyetin nerede bittiği ile kamusalın nerede başladığını ve bu ikisi arasında nasıl bir alan açmaya çalıştıklarını çok boyutlu bir şekilde göstermiştir. Bunu elde etmek istemedeki esas amaç, başörtülü kadınların serbest zaman pratiklerini tek bir kalıba sıkıştırmak değil; aksine, farklı sosyo-ekonomik, kültürel ve dini bağlamlarda ortaya çıkan çeşitliliği gözler önüne sermektir. Bu nedenle kitap hem sosyoloji literatüründe hem de Türkiye'de muhafazakarlık ve gündelik hayat özelindeki çalışmalarda, yeni bir tartışma alanı açmayı hedeflemektedir. Araştırma yolculuğum boyunca ölçek çalışmama ulaşan ve deneyimlerini benimle samimiyetle paylaşan tüm kadınlara teşekkür ederim. Onların değerli yanıtları, bu kitabın ortaya çıkmasındaki en önemli vi etkendir. Çalışmanın bu aşamaya gelmesinde akademik bilgisinden oldukça istifade ettiğim ve destekleyici yaklaşımıyla daima yanımda olan değerli hocam Prof. Dr. Halil Aydınalp'e sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Başaracağıma dair inancını bana hep hissettiren kıymetli eşim Gökhan'a, varlıkları beni her daim güçlü hissettiren sevgili çocuklarım Zeynep Havin ile Ömer Burak'a ayrıca teşekkür ederim.
Modern toplumlarda “mahrem” ve “kamusal” alanlar, çoğu zaman birbirinden keskin sınırlarla ayrılmış gibi görünür. Oysa kadınların gündelik yaşam pratikleri, bu iki alanın sınırlarının ne kadar geçirgen ve tartışmalı olduğunu açıkça göstermektedir. Bu çalışma başörtülü kadınların gündelik hayatta serbest zaman deneyimlerini tam da bu sınırın üzerinde konumlandırarak, mahremiyet ile kamusallık arasındaki geçişleri anlamaya odaklanıyor. Bu çalışma, Türkiye'de başörtülü kadınların gündelik hayatlarında serbest zamanı ne şekilde değerlendirdiklerini anlamaya yönelik uzun soluklu bir araştırmanın ürünüdür. Serbest zaman genellikle nötr ve evrensel bir kavram olarak ele alınsa da özellikle dini açıdan muhafazakar yaşam biçimine sahip başörtülü kadınların bu alana erişimi çoğu zaman toplumsal normlar, dini referanslar ve cinsiyete yönelik beklentiler etrafında şekillenmektedir. Tam da bu nedenle serbest zaman, yalnızca serbest olmanın ötesinde; aynı zamanda özgürlük, görünürlük, mekânsallık ve aidiyet gibi daha geniş sosyolojik tartışmaların merkezinde yer almaktadır. Bu kitap hem teorik bir çerçeveye dayanmakta hem de sahada yürütülen geniş kapsamlı bir ölçek çalışmasından oluşmaktadır. Çalışma süresince elde edilen veriler, başörtülü kadınların kendi sınırlarını nasıl oluşturduklarını, mahremiyetin nerede bittiği ile kamusalın nerede başladığını ve bu ikisi arasında nasıl bir alan açmaya çalıştıklarını çok boyutlu bir şekilde göstermiştir. Bunu elde etmek istemedeki esas amaç, başörtülü kadınların serbest zaman pratiklerini tek bir kalıba sıkıştırmak değil; aksine, farklı sosyo-ekonomik, kültürel ve dini bağlamlarda ortaya çıkan çeşitliliği gözler önüne sermektir. Bu nedenle kitap hem sosyoloji literatüründe hem de Türkiye'de muhafazakarlık ve gündelik hayat özelindeki çalışmalarda, yeni bir tartışma alanı açmayı hedeflemektedir. Araştırma yolculuğum boyunca ölçek çalışmama ulaşan ve deneyimlerini benimle samimiyetle paylaşan tüm kadınlara teşekkür ederim. Onların değerli yanıtları, bu kitabın ortaya çıkmasındaki en önemli vi etkendir. Çalışmanın bu aşamaya gelmesinde akademik bilgisinden oldukça istifade ettiğim ve destekleyici yaklaşımıyla daima yanımda olan değerli hocam Prof. Dr. Halil Aydınalp'e sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Başaracağıma dair inancını bana hep hissettiren kıymetli eşim Gökhan'a, varlıkları beni her daim güçlü hissettiren sevgili çocuklarım Zeynep Havin ile Ömer Burak'a ayrıca teşekkür ederim.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat