Kadının Denkliği; Kur'an'a Göre Boşanma Sorunu ve Çözümü Kur'an'a Göre Boşanma Sorunu ve Çözümü

Stok Kodu:
9786058263536
Boyut:
135-210-0
Sayfa Sayısı:
392
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2000-01-01
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
15,84
9786058263536
486841
Kadının Denkliği; Kur'an'a Göre Boşanma Sorunu ve Çözümü
Kadının Denkliği; Kur'an'a Göre Boşanma Sorunu ve Çözümü Kur'an'a Göre Boşanma Sorunu ve Çözümü
15.84
Kadın ve erkeğin denkliği ne demektir? Bunu cevaplayabilmek için konuyu fizyolojik ve hukuki yönden değerlendirmek gerekir:Fiziki yönüyle kadın ve erkek eşit değillerdir.Kadın anne vasfıyla doğurgan olarak yaratılmış, erkek ise böyle değildir. Kadının doğurduğu çocuğunu emzirmesi vs. bu kapsamdadır. Erkek kuvvet olarak güçlü, kadın ise daha narindir. Bu onların fıtratlarından kaynaklanıyor. Bunun idrakindeki modern dünya, olimpiyatlar ve değişik spor dallarındada kadın erkek farklılığını her zaman için gözetmişlerdir. Eski çağda insanlar bile bu farkı bildikleri için kadını savaş meydanlarında cenke çıkardıkları hakikatte vaki değildir. Hayvanlar âlemine bakıldığında da genel prensip yani Allah'ın sünneti de böyledir. Kadının erkekten fazlalığı olduğu yönler(sevgi, merhamet, çocuk doğurma vs.) olduğu gibi, fiziki olarak erkeğin güçlü ve evin rızkını temin etme hatta aileyi koruma-gözetme görevinin erkekte olması ve dolayısıyla aile reisliği gibi bir sorumluluğu üstlenmek kadar doğal ve fıtri bir şey yoktur. Hukuk yönüyle erkek ve kadın eşittirler. Kur'an'ın emrettiği dünyevi cezalar, kadın ve erkeğe hak-hukuk zaviyesinden müsavidirler. Örneğin birisinin öldürülmesine karşın verilecek had cezaları, hırsızlık suçu, zina veya mülaane yapılacağı zaman kadın ve erkek eşitlik bakımından müsavi yani denk cezalarla eşittirler. İmani sorumluluk ve kulluk mükellefiyetlerinde, alım ve satımda, hak ve hukukta erkek ve kadın için ilahi emirlerde hep eşitlik vardır. Fiziki şartlar haricinde insan olması hasebiyle liste daha da uzar...Nikâh akdinin iki tarafı olan kadın ve erkek bu iradelerini özgür kullanırken, sıra boşanmaya gelince eşit olmamaları sizce hak kavramının tanımına uygun mudur? Adilane midir? Vicdanların, Allah'tan korkanların buna hayır dediğini duyar gibiyiz...Bizler de bunun böyle olmadığını, olmaması gerektiğini söylüyor ve ispat etmeye çalışıyoruz.Gelin hep beraber Allah'ın kitabını referans alarak yeniden öğrenelim.
Kadın ve erkeğin denkliği ne demektir? Bunu cevaplayabilmek için konuyu fizyolojik ve hukuki yönden değerlendirmek gerekir:Fiziki yönüyle kadın ve erkek eşit değillerdir.Kadın anne vasfıyla doğurgan olarak yaratılmış, erkek ise böyle değildir. Kadının doğurduğu çocuğunu emzirmesi vs. bu kapsamdadır. Erkek kuvvet olarak güçlü, kadın ise daha narindir. Bu onların fıtratlarından kaynaklanıyor. Bunun idrakindeki modern dünya, olimpiyatlar ve değişik spor dallarındada kadın erkek farklılığını her zaman için gözetmişlerdir. Eski çağda insanlar bile bu farkı bildikleri için kadını savaş meydanlarında cenke çıkardıkları hakikatte vaki değildir. Hayvanlar âlemine bakıldığında da genel prensip yani Allah'ın sünneti de böyledir. Kadının erkekten fazlalığı olduğu yönler(sevgi, merhamet, çocuk doğurma vs.) olduğu gibi, fiziki olarak erkeğin güçlü ve evin rızkını temin etme hatta aileyi koruma-gözetme görevinin erkekte olması ve dolayısıyla aile reisliği gibi bir sorumluluğu üstlenmek kadar doğal ve fıtri bir şey yoktur. Hukuk yönüyle erkek ve kadın eşittirler. Kur'an'ın emrettiği dünyevi cezalar, kadın ve erkeğe hak-hukuk zaviyesinden müsavidirler. Örneğin birisinin öldürülmesine karşın verilecek had cezaları, hırsızlık suçu, zina veya mülaane yapılacağı zaman kadın ve erkek eşitlik bakımından müsavi yani denk cezalarla eşittirler. İmani sorumluluk ve kulluk mükellefiyetlerinde, alım ve satımda, hak ve hukukta erkek ve kadın için ilahi emirlerde hep eşitlik vardır. Fiziki şartlar haricinde insan olması hasebiyle liste daha da uzar...Nikâh akdinin iki tarafı olan kadın ve erkek bu iradelerini özgür kullanırken, sıra boşanmaya gelince eşit olmamaları sizce hak kavramının tanımına uygun mudur? Adilane midir? Vicdanların, Allah'tan korkanların buna hayır dediğini duyar gibiyiz...Bizler de bunun böyle olmadığını, olmaması gerektiğini söylüyor ve ispat etmeye çalışıyoruz.Gelin hep beraber Allah'ın kitabını referans alarak yeniden öğrenelim.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat