Kadim Anadolu;Ya Da Batı Anadolu’daki Bazı Antik Harabe Şehirlerine Ziyaretin Güncesi: Karya, Frigya, Likya Ve Pisidya

Stok Kodu:
9786254302541
Boyut:
135-210-
Sayfa Sayısı:
272
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2022-08-12
Çeviren:
Ahmet Ceylan
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
16,11
9786254302541
749486
Kadim Anadolu;Ya Da Batı Anadolu’daki Bazı Antik Harabe Şehirlerine Ziyaretin Güncesi: Karya, Frigya, Likya Ve Pisidya
Kadim Anadolu;Ya Da Batı Anadolu’daki Bazı Antik Harabe Şehirlerine Ziyaretin Güncesi: Karya, Frigya, Likya Ve Pisidya
16.11
16 Nisan 1872 tarihinde Avusturya Lloyd'una ait Trebisonda (Trabzon) vapuru ile İskenderiye'den İzmir'e doğru yola çıktım. Gemi tıklım tıklımdı, bu yüzden bir ranza bulmakta biraz zorlandım. Levantenlerin (Batılılar) Mısır'dan yıllık göçü başlamıştı; çünkü pamuk mevsimi biter bitmez, Hidiv'in şekerini ara sıra satın almak veya Mısır'daki sermaye piyasası oyunları dışında, batılılar için yapılacak çok az iş kalır ve buradan ayrılabilen herkes, yazı Avrupa'nın daha serin ve daha sağlıklı bir iklimde geçirir. Yolcuların çoğu ya Ege adalarına ya da İstanbul'a gitmekte olan Rumlardı; gemide birkaç da Rus vardı, oysaki tek İngiliz yolcu bendim. Gemideki manzara çok eğlenceliydi: en alelade cinsinden bir bagaj yığını güverteyi doldurmuştu; Bunun üzerinde ve çevresinde, yüksek sesle konuşan, el kol hareketi yapan, didişen bir kalabalık – Rumu, Türkü, Farsı, Çerkezi, Ermenisi, Yahudisi, Suriyelisi, Arabı, Maltalısı, vb. mevcuttu.
16 Nisan 1872 tarihinde Avusturya Lloyd'una ait Trebisonda (Trabzon) vapuru ile İskenderiye'den İzmir'e doğru yola çıktım. Gemi tıklım tıklımdı, bu yüzden bir ranza bulmakta biraz zorlandım. Levantenlerin (Batılılar) Mısır'dan yıllık göçü başlamıştı; çünkü pamuk mevsimi biter bitmez, Hidiv'in şekerini ara sıra satın almak veya Mısır'daki sermaye piyasası oyunları dışında, batılılar için yapılacak çok az iş kalır ve buradan ayrılabilen herkes, yazı Avrupa'nın daha serin ve daha sağlıklı bir iklimde geçirir. Yolcuların çoğu ya Ege adalarına ya da İstanbul'a gitmekte olan Rumlardı; gemide birkaç da Rus vardı, oysaki tek İngiliz yolcu bendim. Gemideki manzara çok eğlenceliydi: en alelade cinsinden bir bagaj yığını güverteyi doldurmuştu; Bunun üzerinde ve çevresinde, yüksek sesle konuşan, el kol hareketi yapan, didişen bir kalabalık – Rumu, Türkü, Farsı, Çerkezi, Ermenisi, Yahudisi, Suriyelisi, Arabı, Maltalısı, vb. mevcuttu.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat