Jeolojiye Giriş (Medhal-i İlm-i Jeoloji)

Stok Kodu:
9786052816905
Boyut:
135-210-0
Sayfa Sayısı:
299
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2020-01-06
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
21,58
9786052816905
771410
Jeolojiye Giriş (Medhal-i İlm-i Jeoloji)
Jeolojiye Giriş (Medhal-i İlm-i Jeoloji)
21.58
Osmanlıda, başlangıcı on yedinci yüzyılın sonlarına kadar götürülebilecek modernleşme hareketleri, çok önemli girişimlere rağmen, bir türlü sonuç vermemiş, nihayet bu girişimler Tanzimat Fermanı'yla devlet tarafından resmi politika olarak kabul edilen bir Batılılaşma hareketine dönüşmüştür. Buna koşut olarak, pek çok alanda olduğu gibi bilim alanında da, Batı'daki bilimsel bilgi birikimi, Osmanlı kültürüne aktarılmaya, dahası kurulan çeşitli bilim toplulukları ve yayınları aracılığıyla kitleler bu anlayışla eğitilmeye çalışılmıştır. Bu topluluklardan biri olan Cemiyet-i İlmiye-i Osmaniye'nin 1862 yılının Haziran ayında çıkarılmaya başlanan Osmanlının ilk popüler bilim dergisi Mecmua-i Fünûn'da İbrahim Edhem Paşa'ya ait olup onun yazdığı söylenen meçhul İlm-i Jeoloji ve çeşitli fizik, kimya, mineraloji kitaplarından derlenerek üç yıl boyunca tefrika edilen "Medhal-i İlm-i Jeoloji" başlıklı uzun jeoloji yazı dizisini, söz konusu derginin kitleleri bilimsel bilgiyle eğitme amacının seçkin bir örneği olarak görmek gerekir. Zira yazı dizisinde Dünya'nın jeolojik ve coğrafi tasviri, sözgelimi "cisimler sadece doğal nedenlerin etkisi altındadır" gibi doğa bilimlerinin mantığını yansıtan birçok ilke eşliğinde, matematik, fizik, kimya bilimlerine dayanarak, derginin amacına uygun biçimde, son derece ilginç örneklerle, herke- sin anlayacağı bir dille anlatılmaktadır. Bu bakımdan dergideki diğer doğa bilim yazılarıyla birlikte İbrahim Edhem Paşa'nın bu uzun jeoloji tefrikası da kültürümüzde zamanla alabildiğine mistikleşip gelenekselleşen ortaçağcıl evren-doğa anlayışına karsın ülkemizde modern bilimin yeni rasyonel evren-doğa tasarımını kitlelere başarılı bir biçimde sunmaya çalışan ilk önemli örnekler olarak görülebilir. Diğerleriyle birlikte bu yazıyı da, yazarın açıklamak istediği bir doğa olayının adını kullanarak söylemek gerekirse, Osmanlıda toplumu modern bilimsel anlayışa göre eğitme çabalarının ilk "yakamozları" olarak niteleyebiliriz.
Osmanlıda, başlangıcı on yedinci yüzyılın sonlarına kadar götürülebilecek modernleşme hareketleri, çok önemli girişimlere rağmen, bir türlü sonuç vermemiş, nihayet bu girişimler Tanzimat Fermanı'yla devlet tarafından resmi politika olarak kabul edilen bir Batılılaşma hareketine dönüşmüştür. Buna koşut olarak, pek çok alanda olduğu gibi bilim alanında da, Batı'daki bilimsel bilgi birikimi, Osmanlı kültürüne aktarılmaya, dahası kurulan çeşitli bilim toplulukları ve yayınları aracılığıyla kitleler bu anlayışla eğitilmeye çalışılmıştır. Bu topluluklardan biri olan Cemiyet-i İlmiye-i Osmaniye'nin 1862 yılının Haziran ayında çıkarılmaya başlanan Osmanlının ilk popüler bilim dergisi Mecmua-i Fünûn'da İbrahim Edhem Paşa'ya ait olup onun yazdığı söylenen meçhul İlm-i Jeoloji ve çeşitli fizik, kimya, mineraloji kitaplarından derlenerek üç yıl boyunca tefrika edilen "Medhal-i İlm-i Jeoloji" başlıklı uzun jeoloji yazı dizisini, söz konusu derginin kitleleri bilimsel bilgiyle eğitme amacının seçkin bir örneği olarak görmek gerekir. Zira yazı dizisinde Dünya'nın jeolojik ve coğrafi tasviri, sözgelimi "cisimler sadece doğal nedenlerin etkisi altındadır" gibi doğa bilimlerinin mantığını yansıtan birçok ilke eşliğinde, matematik, fizik, kimya bilimlerine dayanarak, derginin amacına uygun biçimde, son derece ilginç örneklerle, herke- sin anlayacağı bir dille anlatılmaktadır. Bu bakımdan dergideki diğer doğa bilim yazılarıyla birlikte İbrahim Edhem Paşa'nın bu uzun jeoloji tefrikası da kültürümüzde zamanla alabildiğine mistikleşip gelenekselleşen ortaçağcıl evren-doğa anlayışına karsın ülkemizde modern bilimin yeni rasyonel evren-doğa tasarımını kitlelere başarılı bir biçimde sunmaya çalışan ilk önemli örnekler olarak görülebilir. Diğerleriyle birlikte bu yazıyı da, yazarın açıklamak istediği bir doğa olayının adını kullanarak söylemek gerekirse, Osmanlıda toplumu modern bilimsel anlayışa göre eğitme çabalarının ilk "yakamozları" olarak niteleyebiliriz.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat