9786059214551
857725
https://www.hesapli24.com/imam-hatip-neslinin-dava-ve-suur-mefkuresi
İmam Hatip Neslinin Dava ve Şuur Mefkuresi
8.37
Hissetmek, kavramak, idrâk etmek…
Fakat önce kendine, kendi kimliğine, şahsiyetine, mâhiyetine, özüne dair bir idrak…
“–Ben kimim?”
“–Kimin mülkünde yaşıyorum?”
“–Niçin varım?”
“–Nereden geliyor, nereye gidiyorum?” sorularının sadece bilinen, söylenen değil, hissedilen cevabı…
Hani bir ameliyat narkozundan ayılan, yahut ağır bir uykudan uyanan kişinin, kendini, bulunduğu yer ve zamanı sorguladığı anlar vardır ya işte şuur, bunun uyku ve baygınlığın benzerleri olan, gaflet ve dalgınlıklardan silkinme hâlidir.
“–Bir dakika!” deyip her şeyin farkına varmaktır.
Nedir o fark?
Herhangi bir namazla, şuurlu bir namaz arasında dağlar kadar fark var. Hem edâ edendeki tesir bakımından, hem kabule erme bakımından, hem de ecir-sevap bakımından…
Vatandaş olmakla, şuurlu bir vatandaş olmak, müslüman olmakla şuurlu bir müslüman olmak arasında da…
Hattâ o kadar ki, şuurundan mahrum her oluş, -mış gibi bir oluştur. Rol gibidir, riyâ gibidir, içi boş, ufku loş, yok gibi bir oluş…
Kendi özelimize çekelim:
İmam-hatipli olmakla, şuurlu bir imam-hatipli olmak arasında dağlar kadar fark vardır.
O dağlar kadar farkı kaybetmemek için, bir an önce şuurlanmalı…
Tatlı bir rüya seyrettirir gibi nefsimizi sömüren şeytana karşı uyanmalı…
Karabasan gibi üzerimize çöken ve şahsiyetimizi robotlaştıran kültür emperyalizmine karşı uyanmalı!..
Îman şuuru, takvâ şuuru, helal-haram şuuru, mahremiyet şuuru…
Fark yaratmak diyorlar ya, yaratan Allah'tır, o farkı şuur şartına bağlamış. Farkına var, şuuruna er ve bambaşka, müstesnâ ve mükemmel bir kul ol!..
Sonunda da mükemmel cennetlere er!..
Hissetmek, kavramak, idrâk etmek…
Fakat önce kendine, kendi kimliğine, şahsiyetine, mâhiyetine, özüne dair bir idrak…
“–Ben kimim?”
“–Kimin mülkünde yaşıyorum?”
“–Niçin varım?”
“–Nereden geliyor, nereye gidiyorum?” sorularının sadece bilinen, söylenen değil, hissedilen cevabı…
Hani bir ameliyat narkozundan ayılan, yahut ağır bir uykudan uyanan kişinin, kendini, bulunduğu yer ve zamanı sorguladığı anlar vardır ya işte şuur, bunun uyku ve baygınlığın benzerleri olan, gaflet ve dalgınlıklardan silkinme hâlidir.
“–Bir dakika!” deyip her şeyin farkına varmaktır.
Nedir o fark?
Herhangi bir namazla, şuurlu bir namaz arasında dağlar kadar fark var. Hem edâ edendeki tesir bakımından, hem kabule erme bakımından, hem de ecir-sevap bakımından…
Vatandaş olmakla, şuurlu bir vatandaş olmak, müslüman olmakla şuurlu bir müslüman olmak arasında da…
Hattâ o kadar ki, şuurundan mahrum her oluş, -mış gibi bir oluştur. Rol gibidir, riyâ gibidir, içi boş, ufku loş, yok gibi bir oluş…
Kendi özelimize çekelim:
İmam-hatipli olmakla, şuurlu bir imam-hatipli olmak arasında dağlar kadar fark vardır.
O dağlar kadar farkı kaybetmemek için, bir an önce şuurlanmalı…
Tatlı bir rüya seyrettirir gibi nefsimizi sömüren şeytana karşı uyanmalı…
Karabasan gibi üzerimize çöken ve şahsiyetimizi robotlaştıran kültür emperyalizmine karşı uyanmalı!..
Îman şuuru, takvâ şuuru, helal-haram şuuru, mahremiyet şuuru…
Fark yaratmak diyorlar ya, yaratan Allah'tır, o farkı şuur şartına bağlamış. Farkına var, şuuruna er ve bambaşka, müstesnâ ve mükemmel bir kul ol!..
Sonunda da mükemmel cennetlere er!..
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.