9786255536648
874517
https://www.hesapli24.com/esyanin-tabiati-1
Eşyanın Tabiatı
9.38
Eşyanın Tabiatı
Tehāfutu'l-Felāsife Bağlamında Felsefî Bir İnceleme
Bu kitap, el-Ġazālī'nin Tehāfutu'l-Felāsife adlı eserinde, özellikle on yedinci
meselede yoğunlaşan sebeplilik ve eşyanın tabiatı tartışmalarını
felsefî ve kelâmî bağlamlarıyla birlikte incelemeyi amaçlamaktadır.
Araştırma, el-Ġazālī'nin filozofların savunduğu zorunlu nedensellik düşüncesini
hangi argümanlarla ve hangi entelektüel kaygılarla reddettiğini;
bu reddedişin ardında yer alan Tanrı'nın mutlak kudretini ve
iradesini koruma yönündeki teolojik önceliklerle olan etkileşimini analiz
etmektedir. El-Ġazālī'ye göre, doğada gözlemlenen ardışıklıklar, varlıkların
kendi içkin güçlerinden değil, Tanrı'nın sürekli yaratma fiilinden
kaynaklanır. Bu nedenle doğa yasaları, filozofların düşündüğü gibi
ontolojik zorunluluklar değil, ilâhî iradenin istikrarlı bir alışkanlığıdır.
Bu görüş, yalnızca fiziksel dünyanın düzenini değil, bilginin temellerini
de dönüştürür. Nitekim eğer eşyanın sabit ve faal bir tabiatı yoksa,
insan bilgisi de doğaya değil, Tanrı'nın sürekliliğine dayanır. Böylece
bilgi, mutlak zorunluluk değil, ilâhî istikrar üzerine kurulmuş bir güven
ilişkisidir. Kitabın ilk bölümü, el-Ġazālī öncesi kelâmî ve felsefî
gelenekte, özellikle Mu‘tezile, Eşʿarī ve el-Cüveynī çizgilerinde sebeplilik
ve tabiat tartışmalarını ele alarak tarihsel bir zemin sunar. İkinci
bölümde ise Tehāfut'un on yedinci meselesinde el-Ġazālī'nin zorunlu
nedensellik eleştirisi ayrıntılı biçimde incelenir; İbn Sīnā'nın sistematik
metafiziği ve İbn Ruşd'ün Tehāfutu't-Tehāfut'taki karşı görüşleriyle karşılaştırmalı
bir çözümleme yapılır. Buna ilaveten el-Ġazālī'nin burhān
anlayışı çerçevesinde meseleyi ne ölçüde mantıksal temelde yürüttüğü
tartışılır. Nihayetinde bu çalışma, el-Ġazālī'nin düşünce sisteminde ontoloji,
epistemoloji ve teoloji arasındaki etkileşim noktalarını görünür
kılmaktadır. Onun, zorunlu nedensellik fikrini eleştirerek âlemi sürekli
ilâhî yaratımın konusu olarak görmesi, yalnızca tabiat tasavvurunu değil,
aynı zamanda bilgi, Tanrı ve insan arasındaki ilişkiyi de derinden
düşünmeye imkân tanır.
Eşyanın Tabiatı
Tehāfutu'l-Felāsife Bağlamında Felsefî Bir İnceleme
Bu kitap, el-Ġazālī'nin Tehāfutu'l-Felāsife adlı eserinde, özellikle on yedinci
meselede yoğunlaşan sebeplilik ve eşyanın tabiatı tartışmalarını
felsefî ve kelâmî bağlamlarıyla birlikte incelemeyi amaçlamaktadır.
Araştırma, el-Ġazālī'nin filozofların savunduğu zorunlu nedensellik düşüncesini
hangi argümanlarla ve hangi entelektüel kaygılarla reddettiğini;
bu reddedişin ardında yer alan Tanrı'nın mutlak kudretini ve
iradesini koruma yönündeki teolojik önceliklerle olan etkileşimini analiz
etmektedir. El-Ġazālī'ye göre, doğada gözlemlenen ardışıklıklar, varlıkların
kendi içkin güçlerinden değil, Tanrı'nın sürekli yaratma fiilinden
kaynaklanır. Bu nedenle doğa yasaları, filozofların düşündüğü gibi
ontolojik zorunluluklar değil, ilâhî iradenin istikrarlı bir alışkanlığıdır.
Bu görüş, yalnızca fiziksel dünyanın düzenini değil, bilginin temellerini
de dönüştürür. Nitekim eğer eşyanın sabit ve faal bir tabiatı yoksa,
insan bilgisi de doğaya değil, Tanrı'nın sürekliliğine dayanır. Böylece
bilgi, mutlak zorunluluk değil, ilâhî istikrar üzerine kurulmuş bir güven
ilişkisidir. Kitabın ilk bölümü, el-Ġazālī öncesi kelâmî ve felsefî
gelenekte, özellikle Mu‘tezile, Eşʿarī ve el-Cüveynī çizgilerinde sebeplilik
ve tabiat tartışmalarını ele alarak tarihsel bir zemin sunar. İkinci
bölümde ise Tehāfut'un on yedinci meselesinde el-Ġazālī'nin zorunlu
nedensellik eleştirisi ayrıntılı biçimde incelenir; İbn Sīnā'nın sistematik
metafiziği ve İbn Ruşd'ün Tehāfutu't-Tehāfut'taki karşı görüşleriyle karşılaştırmalı
bir çözümleme yapılır. Buna ilaveten el-Ġazālī'nin burhān
anlayışı çerçevesinde meseleyi ne ölçüde mantıksal temelde yürüttüğü
tartışılır. Nihayetinde bu çalışma, el-Ġazālī'nin düşünce sisteminde ontoloji,
epistemoloji ve teoloji arasındaki etkileşim noktalarını görünür
kılmaktadır. Onun, zorunlu nedensellik fikrini eleştirerek âlemi sürekli
ilâhî yaratımın konusu olarak görmesi, yalnızca tabiat tasavvurunu değil,
aynı zamanda bilgi, Tanrı ve insan arasındaki ilişkiyi de derinden
düşünmeye imkân tanır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.