Ernest Renan Reddiyeleri Bağlamında Cemaleddin Afganî ve Namık Kemal

Stok Kodu:
9786255536631
Boyut:
135-210-
Sayfa Sayısı:
99
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025-12-18
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
Kategori:
8,49
9786255536631
877500
Ernest Renan Reddiyeleri Bağlamında Cemaleddin Afganî ve Namık Kemal
Ernest Renan Reddiyeleri Bağlamında Cemaleddin Afganî ve Namık Kemal
8.49
Bu çalışma, 19. yüzyılın son çeyreğinde Batı'da yükselen pozitivist ve oryantalist söylemin İslâm dünyasına yönelttiği en etkili eleştirilerden biri olan Ernest Renan'ın 1883 tarihli “İslâm ve Bilim” konferansını ve bu konferansa karşı İslâm dünyasından geliştirilen entelektüel tepkileri konu edinmektedir. Renan, söz konusu konferansında İslâm'ı bilimsel ilerlemenin önünde yapısal bir engel olarak konumlandırmış; Müslüman toplumları zihinsel durgunluk ve irrasyonalite ile özdeşleştirmiştir. Bu iddialar kısa sürede yalnızca Avrupa'da değil, Osmanlı entelektüel çevrelerinde de geniş yankı uyandırmıştır. Eserde, Renan'ın düşünsel arka planı; pozitivizm, ırkçı antropoloji ve seküler ilerlemecilik ekseninde analiz edilmekte, onun İslâm'a yönelik eleştirilerinin yalnızca bilimsel değil aynı zamanda ideolojik ve sömürgeci bir bağlam taşıdığı ortaya konulmaktadır. Bu çerçevede Renan'ın din karşıtı yaklaşımının, kişisel inanç krizleri, Avrupa-merkezci tarih anlayışı ve Comteçu pozitivizmin etkisiyle şekillendiği vurgulanmaktadır. Çalışmanın temel odak noktası ise Renan'ın tezlerine karşı geliştirilen iki önemli reddiyedir: Cemaleddin Afgânî'nin Fransızca kaleme aldığı “Renan'a Cevap” yazısı ile Namık Kemal'in müstakil bir eser olarak yazdığı “Renan Müdâfaanâmesi”. Afgânî'nin cevabı, metodolojik zayıflıkları ve bazı noktalarda Renan'ı dolaylı biçimde doğrulayan ifadeleri nedeniyle eleştirel biçimde değerlendirilmektedir. Buna karşılık Namık Kemal'in reddiyesi, hem İslâm'ın ilimle ilişkisini tarihsel delillerle ortaya koyması hem de Renan'ın genellemeci ve indirgemeci iddialarını güçlü bir retorik ve ilmî zeminle çürütmesi bakımından nitelikli bir savunma olarak konumlandırılmaktadır. Sonuç olarak eser, Renan'ın İslâm eleştirisinin yalnızca felsefî bir tartışma değil, aynı zamanda modern sömürgeci zihniyetin entelektüel bir uzantısı olduğunu ortaya koymakta; Afgânî ve Namık Kemal'in tepkilerini ise İslâm dünyasının modern meydan okumalar karşısındaki düşünsel savunma reflekslerinin erken örnekleri olarak değerlendirmektedir. Bu yönüyle çalışma, günümüzde din–bilim ilişkisi etrafında süren tartışmalar için de tarihsel ve metodolojik bir perspektif sunmaktadır.
Bu çalışma, 19. yüzyılın son çeyreğinde Batı'da yükselen pozitivist ve oryantalist söylemin İslâm dünyasına yönelttiği en etkili eleştirilerden biri olan Ernest Renan'ın 1883 tarihli “İslâm ve Bilim” konferansını ve bu konferansa karşı İslâm dünyasından geliştirilen entelektüel tepkileri konu edinmektedir. Renan, söz konusu konferansında İslâm'ı bilimsel ilerlemenin önünde yapısal bir engel olarak konumlandırmış; Müslüman toplumları zihinsel durgunluk ve irrasyonalite ile özdeşleştirmiştir. Bu iddialar kısa sürede yalnızca Avrupa'da değil, Osmanlı entelektüel çevrelerinde de geniş yankı uyandırmıştır. Eserde, Renan'ın düşünsel arka planı; pozitivizm, ırkçı antropoloji ve seküler ilerlemecilik ekseninde analiz edilmekte, onun İslâm'a yönelik eleştirilerinin yalnızca bilimsel değil aynı zamanda ideolojik ve sömürgeci bir bağlam taşıdığı ortaya konulmaktadır. Bu çerçevede Renan'ın din karşıtı yaklaşımının, kişisel inanç krizleri, Avrupa-merkezci tarih anlayışı ve Comteçu pozitivizmin etkisiyle şekillendiği vurgulanmaktadır. Çalışmanın temel odak noktası ise Renan'ın tezlerine karşı geliştirilen iki önemli reddiyedir: Cemaleddin Afgânî'nin Fransızca kaleme aldığı “Renan'a Cevap” yazısı ile Namık Kemal'in müstakil bir eser olarak yazdığı “Renan Müdâfaanâmesi”. Afgânî'nin cevabı, metodolojik zayıflıkları ve bazı noktalarda Renan'ı dolaylı biçimde doğrulayan ifadeleri nedeniyle eleştirel biçimde değerlendirilmektedir. Buna karşılık Namık Kemal'in reddiyesi, hem İslâm'ın ilimle ilişkisini tarihsel delillerle ortaya koyması hem de Renan'ın genellemeci ve indirgemeci iddialarını güçlü bir retorik ve ilmî zeminle çürütmesi bakımından nitelikli bir savunma olarak konumlandırılmaktadır. Sonuç olarak eser, Renan'ın İslâm eleştirisinin yalnızca felsefî bir tartışma değil, aynı zamanda modern sömürgeci zihniyetin entelektüel bir uzantısı olduğunu ortaya koymakta; Afgânî ve Namık Kemal'in tepkilerini ise İslâm dünyasının modern meydan okumalar karşısındaki düşünsel savunma reflekslerinin erken örnekleri olarak değerlendirmektedir. Bu yönüyle çalışma, günümüzde din–bilim ilişkisi etrafında süren tartışmalar için de tarihsel ve metodolojik bir perspektif sunmaktadır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat