Bir Yaratılış Efsanesi; Türk'ün Yaratılışı ve Yeniden Doğuşu Türk'ün Yaratılışı ve Yeniden Doğuşu

Stok Kodu:
9786051552064
Boyut:
135-215-0
Sayfa Sayısı:
223
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2015-01-20
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
10,53
9786051552064
442928
Bir Yaratılış Efsanesi; Türk'ün Yaratılışı ve Yeniden Doğuşu
Bir Yaratılış Efsanesi; Türk'ün Yaratılışı ve Yeniden Doğuşu Türk'ün Yaratılışı ve Yeniden Doğuşu
10.53
Gözde renk, yerde mevsim yaratan yedi güneşin altında Yarısı madde, yarısı ruh, öyle bir dünyaydı mekân... Kilimi yeşil çayır, çatısı gök kubbeden obaydı; Sesi Orhun Nehri akışlı, rengi akbuğdaydı; Dört yanı alkımlı, çevreni yaydı mekân. Yaprak hışırdaşır, kanat sesi duyulur Alageyik koşuşlu sır ormanlarında; Zümrüt Hüma uçuşlu semalarında Özgür nefesiydi bereketi, biteği. Geçit vermez demir dağlarının Yollarına yazılırdı bir destan... Bengütaşını yontan adsızın; Aşkına savaşan ilkeli kızın; Ozanlar sesi ıklığ, kopuzun; Kadim yurduydu o mekân. Ezelden geleceğe mirasıydı Ongun bahar yağmurlarının Sularında yıkanan Oğuz'un... Bir mekân ki o, Bengibozların; Savruk yeleli beyaz, doru ve al, Güz rüzgârıyla yarışan ala atların; Ruhundan süzülüp yeniden doğan Kımız memeli, şahlanan kısrakların Şairin Davet'ini alıp önceki asırlardan Silinmez izler bırakıp "Uzak Asya'dan" Dağlarına gün değimi vardığı Anadolu'ydu... İçinde korkusuz Kan Turalı'lar, nice delikanlılar; İnce Belli Banuçiçek, Sarı Selcen, Çalı Kuşu Alçin'ler; Ağam hey! Kaşları yay, yüzleri ay nice güzeller vardı...
Gözde renk, yerde mevsim yaratan yedi güneşin altında Yarısı madde, yarısı ruh, öyle bir dünyaydı mekân... Kilimi yeşil çayır, çatısı gök kubbeden obaydı; Sesi Orhun Nehri akışlı, rengi akbuğdaydı; Dört yanı alkımlı, çevreni yaydı mekân. Yaprak hışırdaşır, kanat sesi duyulur Alageyik koşuşlu sır ormanlarında; Zümrüt Hüma uçuşlu semalarında Özgür nefesiydi bereketi, biteği. Geçit vermez demir dağlarının Yollarına yazılırdı bir destan... Bengütaşını yontan adsızın; Aşkına savaşan ilkeli kızın; Ozanlar sesi ıklığ, kopuzun; Kadim yurduydu o mekân. Ezelden geleceğe mirasıydı Ongun bahar yağmurlarının Sularında yıkanan Oğuz'un... Bir mekân ki o, Bengibozların; Savruk yeleli beyaz, doru ve al, Güz rüzgârıyla yarışan ala atların; Ruhundan süzülüp yeniden doğan Kımız memeli, şahlanan kısrakların Şairin Davet'ini alıp önceki asırlardan Silinmez izler bırakıp "Uzak Asya'dan" Dağlarına gün değimi vardığı Anadolu'ydu... İçinde korkusuz Kan Turalı'lar, nice delikanlılar; İnce Belli Banuçiçek, Sarı Selcen, Çalı Kuşu Alçin'ler; Ağam hey! Kaşları yay, yüzleri ay nice güzeller vardı...
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat