Atatürk'ün Milli Devleti ve Küreselleşme

Stok Kodu:
9789754513158
Boyut:
135-235-0
Sayfa Sayısı:
164
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2014-01-01
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
9,35
9789754513158
430041
Atatürk'ün Milli Devleti ve Küreselleşme
Atatürk'ün Milli Devleti ve Küreselleşme
9.35
Prof. Dr. Mehmet Saray, "Atatürk'ün Milli Devleti ve Küreselleşme" adlı çalışmasında Atatürk'ün Türk milletine dayalı milli bir devlet kurma düşüncesinin nedenlerini mercek altına alıyor Bugün, arzu ettiği kalkınma seviyesine ulaşamayan Türkiye'nin karşısına "küreselleşme" akımının çıkmasının Türk milleti için büyük bir şansızlık olduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Mehmet Saray, kitaplaştırdığı çalışması hakkında şu değerlendirmeyi yapıyor: XX. Yüzyılın ilk yansında eğitim, bilim ve demokratikleşme alanlarında eksikliklerini tamamlayan Batılı milletler, ekonomik alanda ihtiyaç duydukları hammadde ve enerji ihtiyaçlarını karşılamak için, dünyanın geri kalmış ve gelişmelerini henüz tamamlayamamış ülkelerine karşı bazen açık ve bazen de kapalı bir sömürge siyaseti uygulamaya başlamışlardır. Çok okuyan ve iyi bir tarih bilgisine sahip olan Atatürk, Batılı, milletlerdeki bu gelişmeleri yakından takip eden ender devlet adamlarından biri olduğu için, ömrünü tamamlamak üzere olan Osmanlı İmparatorluğu'nun yerine Türk milletine dayalı milli ve demokrat bir devlet kurmaktan başka çıkar yol kalmadığını görmüştü. Atatürk'ün Türk milletine dayalı milli bir devlet kurma düşüncesinin şu nedenlere dayandığını görüyoruz: 1.Osmanlı devletinin rakibi olan Batılı büyük devletlerin kışkırtmaları ve destekleri ile Türk idaresinde yaşayan Balkan ve Orta Doğu halklarının Osmanlı devletinden bir bir ayrılarak kendi devletlerini kurma girişimlerine başlamaları. 2.İdaresi altında yaşayan Gayri Türk ve Gayri Müslim halklara verdiği bütün tavizlere ve gösterdiği toleransa rağmen, Osmanlı Devleti'nin bütünlüğünü ve varlığını koruyamayacak kadar zayıf düşmesi.. 3.Batı'da Türkiye ve Türkler aleyhinde yürütülen gerçek dışı propagandayı medeni Türk milletinin hak etmediğini göstermek için Türk Milletine dayalı milli ve demokratik bir devletin kurulması düşüncesinin ağır basması. 4.Kurulacak yeni devletin gerçekleştireceği devrimlerle Türk milletinin de Batılı milletler gibi her alanda büyük hamleler yapabileceğini gösterme düşüncesi. 5.Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türk Milletinin tarihte insanlığa yaptığı hizmetleri göstermek için Türk tarihinin ve kültürünün bütün yönleriyle ortaya konması çalışmalarını başlatma azminin varlığı. Bugün, arzu ettiği kalkınma seviyesine ulaşamayan Türkiye'nin karşısına "küreselleşme" akımının çıkması Türk milleti için büyük bir şansızlık olmuştur. Çünkü, Atatürk'ten sonra Türkiye'yi yöneten Cumhuriyet hükümetlerinin bıraktığı boşluklar karşımıza birer problem olarak çıkarılmakta ve milli birliğimizi ve bütünlüğümüzü sarsacak olayların gelişmesine zemin hazırlanmaktadır. Dinimizde bulunmayan bölünme ve cemaatçilik ile yasalarımızda olmayan Müslüman ve etnik azınlıklar ortaya çıkarılmaktadır. Ekonomi alanında yapılan çalışmalar, milli ekonomi yapısından uzaklaşmış ve özelleştirme adı altında yabacı sermayenin hakimiyetine terk edilmeye başlanmıştır.
Prof. Dr. Mehmet Saray, "Atatürk'ün Milli Devleti ve Küreselleşme" adlı çalışmasında Atatürk'ün Türk milletine dayalı milli bir devlet kurma düşüncesinin nedenlerini mercek altına alıyor Bugün, arzu ettiği kalkınma seviyesine ulaşamayan Türkiye'nin karşısına "küreselleşme" akımının çıkmasının Türk milleti için büyük bir şansızlık olduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Mehmet Saray, kitaplaştırdığı çalışması hakkında şu değerlendirmeyi yapıyor: XX. Yüzyılın ilk yansında eğitim, bilim ve demokratikleşme alanlarında eksikliklerini tamamlayan Batılı milletler, ekonomik alanda ihtiyaç duydukları hammadde ve enerji ihtiyaçlarını karşılamak için, dünyanın geri kalmış ve gelişmelerini henüz tamamlayamamış ülkelerine karşı bazen açık ve bazen de kapalı bir sömürge siyaseti uygulamaya başlamışlardır. Çok okuyan ve iyi bir tarih bilgisine sahip olan Atatürk, Batılı, milletlerdeki bu gelişmeleri yakından takip eden ender devlet adamlarından biri olduğu için, ömrünü tamamlamak üzere olan Osmanlı İmparatorluğu'nun yerine Türk milletine dayalı milli ve demokrat bir devlet kurmaktan başka çıkar yol kalmadığını görmüştü. Atatürk'ün Türk milletine dayalı milli bir devlet kurma düşüncesinin şu nedenlere dayandığını görüyoruz: 1.Osmanlı devletinin rakibi olan Batılı büyük devletlerin kışkırtmaları ve destekleri ile Türk idaresinde yaşayan Balkan ve Orta Doğu halklarının Osmanlı devletinden bir bir ayrılarak kendi devletlerini kurma girişimlerine başlamaları. 2.İdaresi altında yaşayan Gayri Türk ve Gayri Müslim halklara verdiği bütün tavizlere ve gösterdiği toleransa rağmen, Osmanlı Devleti'nin bütünlüğünü ve varlığını koruyamayacak kadar zayıf düşmesi.. 3.Batı'da Türkiye ve Türkler aleyhinde yürütülen gerçek dışı propagandayı medeni Türk milletinin hak etmediğini göstermek için Türk Milletine dayalı milli ve demokratik bir devletin kurulması düşüncesinin ağır basması. 4.Kurulacak yeni devletin gerçekleştireceği devrimlerle Türk milletinin de Batılı milletler gibi her alanda büyük hamleler yapabileceğini gösterme düşüncesi. 5.Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türk Milletinin tarihte insanlığa yaptığı hizmetleri göstermek için Türk tarihinin ve kültürünün bütün yönleriyle ortaya konması çalışmalarını başlatma azminin varlığı. Bugün, arzu ettiği kalkınma seviyesine ulaşamayan Türkiye'nin karşısına "küreselleşme" akımının çıkması Türk milleti için büyük bir şansızlık olmuştur. Çünkü, Atatürk'ten sonra Türkiye'yi yöneten Cumhuriyet hükümetlerinin bıraktığı boşluklar karşımıza birer problem olarak çıkarılmakta ve milli birliğimizi ve bütünlüğümüzü sarsacak olayların gelişmesine zemin hazırlanmaktadır. Dinimizde bulunmayan bölünme ve cemaatçilik ile yasalarımızda olmayan Müslüman ve etnik azınlıklar ortaya çıkarılmaktadır. Ekonomi alanında yapılan çalışmalar, milli ekonomi yapısından uzaklaşmış ve özelleştirme adı altında yabacı sermayenin hakimiyetine terk edilmeye başlanmıştır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat