Amâk-ı Hayâl

Stok Kodu:
9789752564237
Boyut:
235-275-0
Sayfa Sayısı:
192
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2014-05-30
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
21,15
9789752564237
434997
Amâk-ı Hayâl
Amâk-ı Hayâl
21.15
Amâk-ı Hayâl, Şehbenderzâde Filibeli Ahmed Hilminin şâheseridir. Bu vasfı taşıyan her eser gibi Amâk-ı Hayâl de zamanın yıpratıcı tesirine uğramamış, bilakis zaman geçtikçe daha çok alaka gösterilen, daha çok aranan bir eser olmuştur. Amâk-ı Hayal, İslâma dayalı olan bakış açısı, Hind ve Çinden Eski Yunana bütün kadim kültürleri kucaklayan kapsamı ve hakikatle mecazı, ironiyi birleştiren üslubuyla benzersiz bir romandır. İnsanın en temel meselesi olan hakikat arayışı bu romanda içinde bulunulan zaman ve mekânın hususiyetleriyle, yaşanan hayatın meseleleriyle bağlantılı olarak anlatılmaktadır. Zihni Batı kültürüyle ifsad edilmiş olan Râci, kendini meczup kıyafeti altında gizleyen bir mürşidle, Aynalı Babayla karşılaşır. Böylece onu maddî âlemde tımarhâneye; hayal âleminde ise Hindistana, İrana, Eski Yunana, kâinatın sınırına ve ötesine sürükleyecek olan macerası başlar. Amâk-ı Hayâlin elinizdeki baskısında; tefrika edilen, fakat daha sonra gazete sayfalarında unutulan şu dört hayal, ilk defa olarak kitaptaki yerlerine kavuşmaktadır: Âbıhayat, Hüsn ü Hayâl, Ebedî Hayâlet, Say ü Ceza. *** Ekşi Sözlük yorumlar insana raci'de kendini bulduran eser. hayata ve nerden gelip nereye gittigine dair ne varsa insanın kafasında, raci'yi bunları sorarken görüverir insan. aklinda soru işareti ve ünlem namına ne varsa olan tekmil raci'leri çağıran bir ışık. kitabin hemen her cümlesi bi aforizmadir. en babalarindan biri: - tuhaf ! hic varla yok bir olur mu? misal şimdi varım ama sonrasinda yok olacağım. şimdi bu ikisi nasil bir olur ki? deli (aynali) başini çevirip kahkahayi basti: vaayy! sen varsin ha! heyhaat.. acaba var misin? - !!??! aslolan yolculuktur bu eserde. fenafillaha olan yolculuk. uslup da akicidir sonra... vâkia daha isminden başlayip kitabın derinliklerinde artan -hele hele eski basimlarinda tavan yapan- bir ağdali anlatim da yok degildir. lakin sakin ha sakin eserin ismindeki ağırlığa aldanmamali. hayal dünyasi geniştir şehbenderzade'nin. zaten neden bir tolkien kadar ragbet görmemiştir ki.. işte buna heyhat der insan. *** İlginç bir kitap.Her insanın kafasında olabilecek sorunları değişik bir yolla cevaplıyor.Kavramların konuşturulmasıyla hayatı anlamanın, anlamlandırmanın derinlerine iniyor insan.Herkese tavsiye ederim.A'mak-ı Hayal hoş bir tad bırakacak. Amak-ı hayal kitabını peşpeşe iki kez okudum. Kitabın hikemi derinliğine hayran oldum. Gönül telimizi titretecek bir kitap olduğunu düşünüyorum. Günümüzün sorunlu seküler hayatında hepimizin karşısına, kendindeki güzelliğe ayna olacak bir ''Aynalı Baba '' gerektiğini ve aslında bunun sanıldığı kadar uzak olmadığını düşünüyorum. Aynalı baba ile karşılaşan Raci aslına rücu etti ve hakikati kendi aynasından (nasibi kadar) izlemeye başladı ve yeri bimarhane oldu. Zaten doğruyu söyleyen dokuz köyden kovulup deli(veya ! veli ) damgası yemez mi? Zaten kitaptaki son öyküde insanlığın yaresine merhem olacak çare gösteriliyor. Merhum müellife ve kitabı bizlere ulaştıranlara sadaka-i cariye olmasını niyaz ederim. Metin Acıel bu kitabı okumak bir demdir anlamak bir derttir dertli olmak var olmak demektir bu kitap hiçliğindir aşık olmak için yok olmak gerekir
Amâk-ı Hayâl, Şehbenderzâde Filibeli Ahmed Hilminin şâheseridir. Bu vasfı taşıyan her eser gibi Amâk-ı Hayâl de zamanın yıpratıcı tesirine uğramamış, bilakis zaman geçtikçe daha çok alaka gösterilen, daha çok aranan bir eser olmuştur. Amâk-ı Hayal, İslâma dayalı olan bakış açısı, Hind ve Çinden Eski Yunana bütün kadim kültürleri kucaklayan kapsamı ve hakikatle mecazı, ironiyi birleştiren üslubuyla benzersiz bir romandır. İnsanın en temel meselesi olan hakikat arayışı bu romanda içinde bulunulan zaman ve mekânın hususiyetleriyle, yaşanan hayatın meseleleriyle bağlantılı olarak anlatılmaktadır. Zihni Batı kültürüyle ifsad edilmiş olan Râci, kendini meczup kıyafeti altında gizleyen bir mürşidle, Aynalı Babayla karşılaşır. Böylece onu maddî âlemde tımarhâneye; hayal âleminde ise Hindistana, İrana, Eski Yunana, kâinatın sınırına ve ötesine sürükleyecek olan macerası başlar. Amâk-ı Hayâlin elinizdeki baskısında; tefrika edilen, fakat daha sonra gazete sayfalarında unutulan şu dört hayal, ilk defa olarak kitaptaki yerlerine kavuşmaktadır: Âbıhayat, Hüsn ü Hayâl, Ebedî Hayâlet, Say ü Ceza. *** Ekşi Sözlük yorumlar insana raci'de kendini bulduran eser. hayata ve nerden gelip nereye gittigine dair ne varsa insanın kafasında, raci'yi bunları sorarken görüverir insan. aklinda soru işareti ve ünlem namına ne varsa olan tekmil raci'leri çağıran bir ışık. kitabin hemen her cümlesi bi aforizmadir. en babalarindan biri: - tuhaf ! hic varla yok bir olur mu? misal şimdi varım ama sonrasinda yok olacağım. şimdi bu ikisi nasil bir olur ki? deli (aynali) başini çevirip kahkahayi basti: vaayy! sen varsin ha! heyhaat.. acaba var misin? - !!??! aslolan yolculuktur bu eserde. fenafillaha olan yolculuk. uslup da akicidir sonra... vâkia daha isminden başlayip kitabın derinliklerinde artan -hele hele eski basimlarinda tavan yapan- bir ağdali anlatim da yok degildir. lakin sakin ha sakin eserin ismindeki ağırlığa aldanmamali. hayal dünyasi geniştir şehbenderzade'nin. zaten neden bir tolkien kadar ragbet görmemiştir ki.. işte buna heyhat der insan. *** İlginç bir kitap.Her insanın kafasında olabilecek sorunları değişik bir yolla cevaplıyor.Kavramların konuşturulmasıyla hayatı anlamanın, anlamlandırmanın derinlerine iniyor insan.Herkese tavsiye ederim.A'mak-ı Hayal hoş bir tad bırakacak. Amak-ı hayal kitabını peşpeşe iki kez okudum. Kitabın hikemi derinliğine hayran oldum. Gönül telimizi titretecek bir kitap olduğunu düşünüyorum. Günümüzün sorunlu seküler hayatında hepimizin karşısına, kendindeki güzelliğe ayna olacak bir ''Aynalı Baba '' gerektiğini ve aslında bunun sanıldığı kadar uzak olmadığını düşünüyorum. Aynalı baba ile karşılaşan Raci aslına rücu etti ve hakikati kendi aynasından (nasibi kadar) izlemeye başladı ve yeri bimarhane oldu. Zaten doğruyu söyleyen dokuz köyden kovulup deli(veya ! veli ) damgası yemez mi? Zaten kitaptaki son öyküde insanlığın yaresine merhem olacak çare gösteriliyor. Merhum müellife ve kitabı bizlere ulaştıranlara sadaka-i cariye olmasını niyaz ederim. Metin Acıel bu kitabı okumak bir demdir anlamak bir derttir dertli olmak var olmak demektir bu kitap hiçliğindir aşık olmak için yok olmak gerekir
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat