9786255721549
873526
https://www.hesapli24.com/akiskan-mutfaklar-istanbul-fatih-teki-suriye-mutfaginda-goc-yemek-ve-kultur-iliskisi
Akışkan Mutfaklar: İstanbul-Fatih’teki Suriye Mutfağında Göç, Yemek ve Kültür İlişkisi
14.58
Uluslararası göç literatüründe yemek ve göç arasındaki ilişkiye ulusaşırılik, etnisite, toplumsal cinsiyet, ırkçılık gibi konuları temel alan sosyolojik veya antropolojik metotlar aracılığıyla yaklaşan farklı çalışmalar vardır. Bunlara ek olarak, anavatanından başka ülkelere zorunlu olarak yerleşmiş olan göçmenlerin veya mültecilerin, güvenli gıdaya erişimini kapsayan ekonomik ve politik süreçlere dair çalışmalar; ya da en genel anlamıyla yeme-içme ürünlerinin bir ülkeden başka ülkeye göç yolları, ticaret gibi farklı kanallardan transferini konu edinen çalışmalar da mevcuttur. Tüm bu kaynaklar özellikle sosyoloji ve antropoloji temelli olanlarincelendiğinde şu görülmektedir: Yemek kavramı, uluslararası göçmenlerin gerek bireysel gerek ortak kimlik inşasında ulusal/ulusaşırı bağların oluşturulmasında ve güçlendirilmesinde, köken kültürün sürdürülmesi ve dönüşümünde, son olarak alıcı ülkedeki toplum ile uyum süreçlerinde göz ardı edilmemesi gereken temel kültürel yapıtaşlarından biridir. Ancak göç ve yemek arasındaki ilişkiyi salt kültürel veya sosyal değerler üzerinden değerlendirmek yanlış olacaktır çünkü göçmenlerin yemek üretimi ve tüketimi bağlamında şekillenen yerel, ulusaşırı ve küresel ağlar aynı zamanda çeşitli sosyo-ekonomik ilişkileri, sermaye birikimini ve anavatanla sürdürülen ulus-ötesi ilişkileri de beraberinde getirmektedir. Dolayısıyla, göç ve yemek arasındaki ilişkinin çok daha kapsamlı bir şekilde ele alınması gerekir.
Uluslararası göç literatüründe yemek ve göç arasındaki ilişkiye ulusaşırılik, etnisite, toplumsal cinsiyet, ırkçılık gibi konuları temel alan sosyolojik veya antropolojik metotlar aracılığıyla yaklaşan farklı çalışmalar vardır. Bunlara ek olarak, anavatanından başka ülkelere zorunlu olarak yerleşmiş olan göçmenlerin veya mültecilerin, güvenli gıdaya erişimini kapsayan ekonomik ve politik süreçlere dair çalışmalar; ya da en genel anlamıyla yeme-içme ürünlerinin bir ülkeden başka ülkeye göç yolları, ticaret gibi farklı kanallardan transferini konu edinen çalışmalar da mevcuttur. Tüm bu kaynaklar özellikle sosyoloji ve antropoloji temelli olanlarincelendiğinde şu görülmektedir: Yemek kavramı, uluslararası göçmenlerin gerek bireysel gerek ortak kimlik inşasında ulusal/ulusaşırı bağların oluşturulmasında ve güçlendirilmesinde, köken kültürün sürdürülmesi ve dönüşümünde, son olarak alıcı ülkedeki toplum ile uyum süreçlerinde göz ardı edilmemesi gereken temel kültürel yapıtaşlarından biridir. Ancak göç ve yemek arasındaki ilişkiyi salt kültürel veya sosyal değerler üzerinden değerlendirmek yanlış olacaktır çünkü göçmenlerin yemek üretimi ve tüketimi bağlamında şekillenen yerel, ulusaşırı ve küresel ağlar aynı zamanda çeşitli sosyo-ekonomik ilişkileri, sermaye birikimini ve anavatanla sürdürülen ulus-ötesi ilişkileri de beraberinde getirmektedir. Dolayısıyla, göç ve yemek arasındaki ilişkinin çok daha kapsamlı bir şekilde ele alınması gerekir.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.